HER YAPRAK BİR BİLGİ

Amacımız doğruyu bulmak değil yanlışı ayıklamaktır. Ahlak:doğru yanlış arasındaki ayrım Etik:meslekte doğru yanlış arasındaki ayrım Değer:İyi kötü arasındaki ayrım

İşlevselcilik klasik sosyologlara dayanmaktadır.Toplumsal sistem en belirgin olarak Parsonsun görüşlerinde kendini belli eder.Yapısal-İşlevselcilik işlevselciğin modern sosyolojideki adıdır ve parsonsla özdeşleşmiştir. toplum dengeye gelmek ister-Pareto Bütünselcilik-Durkheim Toplumsal eylem-weber biyolojik organizma benzetmesi-spencer bu görüşleri sentezleyen,yapıları ve işlevleri çözümleyen analiz eden parsons 2.dünya savaşından sonra amerikada bireyselcilik yaygındı ancak parsons bütünselciliğe yöneldi.Toplumu sistem olarak inceledi alt sistemleri olduğunu ve alt sistemin bütüne hizmet ettiğini sistemlerin etkileşim halinde olduğunu bir sistemdeki bozulmanın/çözülmenin diğer sistemlerede etki edeceğini söyedi. işlevsel zorunluluklar olarak AGIL şemasını /A-uyum,G-amaca ulaşma I-Bütünleşme L-Gizil kalıp koruma) vurguladı. AGIL şeması toplumsal sisteme ve alt sistemlere uygulanabilmektedir. En büyük sosyal sistem olan toplumsal sistemde uyumu ekonomi,amaca ulaşmayı siyaset,bütünleşmey...

İşlevselcilik yaklaşımı yapısalcılık geleneği altında sınıflandırılır.İşlevselciliğe modern sosyolojide Yapısal İşlevcilik denmektedir.Yapısal-İşlevselciğin esas öncüsü Amerikalı sosyolog Talcot Parsons geliştiricisi ise Parsons'un öğrencisi Robert Merton'dur. Yapısal İşlevselcilik yaklaşımı yapı ve fonksiyon kavramşarı üzerine inşa edilmiştir.Yapılar fonksiyonlarını yerine getirirse toplum dengeye ulaşır ve dengedeki toplumda çatışmalar asgari düzeydedir.Toplum her zaman dengeye gelme eğilimindedir.Eğer bir yapı işlevini gerçekleştiremiyorsa o işlevi başka bir yapı devralır ve toplumsal istikrar sağlanır.Toplumdaki yapılar toplumun istikrarı için vardırlar ve toplumu oluşturan aktörler olan insanlar  Talcot Parsons toplumu bir sosyal sistem olarak görmekte ve "toplumsal sistem" kavramı üzerinde durmaktadır.Toplumsal Sistem bütündür alt sistemler ise onun parçalarıdır ve hepsi etkileşim içindedir.Alt Sistemler

  İŞLEVSELCİLİK(FONKSİYONALİZM)   İşlevselcilik, 20.yüzyılın büyük bölümünde hem sosyoloji hem de sosyal antropolojide önemli rol oynamıştır. İşlevselcilik, toplumu bir arada tutan, düzeni sağlayan şeyin de toplum üyeleri tarafından üzerinde uzlaşılan ve paylaşılan temel değerler olduğunu savunur. İşlevselciliğin kökleri, ‘’Comte’’ ve ‘’Durkheim’’ in temsil ettiği pozitivist geleneğe dayanır. Bu açıdan diğer sosyoloji yaklaşımlardan ve Marksizimden ayrılır. Örneğin; işlevselliğin özelliklerinden biri, Marksizmin aksine çatışmayı değil, birliği ve uyumu savunur. İşlevselcilik toplumu genel bir görüş birliğine sahip bir bütün olarak görür. Konsensüs terimi; Latince ‘’ Birlikte hissetmek’’ anlamına gelir. Anlamı bir konu ve olay üzerinde var olan görüş birliği ve uzlaşmadır. Yani, inanç ve duygular birliğidir. İşlevselliğin ilk temsilcileri, Comte, Spencer, Durkheimdir.Malinowski ve Radcliffe-Brown gibi antropologlarında katkısının olduğu işlevselci yaklaşım modern sosyolojide Pa...

 İşlevselcilik durkheimin fikirlerine dayalı bir düşünce sistemidir. her bir parçanın toplumun istikrarını sağlamaya nasıl yardımcı olduğunu inceler. toplum birbirine bağlı yapılardan oluşmaktadır. alt sistemler üst sisteme yani topluma bağlıdır. sosyal olgular her zaman vardır.bir kişiden etkilenemeyecek benzersiz objelerdir. sosyal olgulardan bir tanesi yasalardır.Yasalara karşı gelene kadar farkında bile olmayız. amaçlanmış planlanmış açık işlevler dolaylı etkiler kapalı işlevler

 1-TOPLUM DENGEYE MEYİLLİDİR-PARTEO 2-HER PARÇA TOPLUMUN DÜZENLİ İŞLEYİŞİ İÇİN ÇALIŞIR. 3-YAPISAL İŞLEVSEL YAKLAŞIM TOPLUMU MAKRO DÜZEYDE ANALİZ EDEN HOLİSTİK BİR YAKLAŞIMDIR. 3-TOPLUMSAL İŞLEVLER TOPLUMUN BİR BÜTÜN OLARAK ÇALIŞMASI İÇİN HERHANGİ BİR TOPLUMSAL DAVRANIŞ KALIBININ SONUCUDUR. TOPLUM NASIL BİR ARADA KALIR? TOPLUMUN TEMEL PARÇALARI NELERDİR? BU PARÇALAR BİRBİRİYLE NASIL BAĞLIDIR? HER PARÇA TOPLUMUN İŞLEYİŞİNE NASIL YARDIM ETMEKTEDİR? YAKLAŞIMLARI UYGULAMAK:EĞİTİMİN SOSYOLOJİSİ VE İŞLEVLERİ EĞİTİM TOPLUMUN DÜZGÜN İŞLEYİŞİNİ NASIL ETKİLER? EĞİTİMİN AÇIK İŞLEVLERİ NELERDİR? EĞİTİMİN GİZLİ İŞLEVLERİ NELERDİR?

  YAPISAL-İŞLEVCİ YAKLAŞIM Yapısal-İşlevci yaklaşıma Yapısal-Fonksiyonalist yaklaşım da denilmektedir.Öncüsü Amerikalı sosyolog Talcot Parsons geliştiricisi ise Parsons’un öğrencisi Robert Merton’dur.Parsons;Spencer,Durkheim,Pareto ve Weber’den etkilenerek sentez bir kuram olan Yapısal-Fonksiyonalist Yaklaşımı geliştirdi. Yapısal işlevci yaklaşıma göre toplum bir sistemdir ve alt sistemlerden oluşmuştur. Parsons toplumu ve toplumsal eylemi sistem yaklaşımı çerçevesinde ele almıştır.   Okulların toplumsal görevleri Parsons,bir sosyal kurum olarak okulun en önemli görevleri arasında sosyalleştirme ve seçme-elemeyi (“seleksiyon”) saymaktadır. KAYNAKÇA Mehmet Zencirkıran.(2017).Sosyoloji,  Bursa: Dora Yayınevi. Zehra Zeynep Sadıkoğlu.(2019).1920 – 1960 YILLARI ARASINDA ABD’DE AİLE SOSYOLOJİSİ.Sosyoloji Araştırmaları Dergisi   Yapısal-İşlevici veya Yapısal-Fonksiyonel kuramı amerikalı sosyolog Talcot Parsons öne sürmüştür. Parsons bu kuramı oluşturma...

 Parsonsa göre 4 işlevsel zorunluluk vardır bunlar Uyum,Amaca Ulaşma,Bütünleşme,Gizil Kalıp Koruma'dır.Uyum için toplumlarda çevreden yeterli kaynakların sağlanıp sisteme dağıtılması görevini ekonomi kurumu yerine getirmektedir. Uyum anlamına gelen “A” (adaptation), çevreden yeterli kaynak sağlayıp bunu sisteme dağıtmaktır. Toplumsal kurumlar, toplumsal ihtiyaçları veya işlevleri karşılayacak ve toplumsal sistem sorunlarını çözmeye yardımcı olacak, birbirleriyle ilişkili geçerli toplumsal kurallar ve roller sistemleridir. Toplumlarda çevreden yeterli kaynakların sağlanıp sisteme dağıtılması görevini ekonomi kurumu yerine getirmektedir Amaca ulaşma “G” (goal), sistem amaçlarına ulaşmak için kaynakları ve enerjileri kullanmak ve bunlar arasında öncelikleri belirlemek demektir. Toplumlarda amaca ulaşmayı siyaset kurumu üstlenmekte ve yönetmektedir Bütünleşme “I” (integration), sistem içindeki unsurlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesidir. Bu ilişkilerin düzenlenmesi daha çok hukuk k...

Aynı zamanda Parsons bir sistemin varlığını devam ettirebilmesini dört işlevsel zorunluluğun karşılanmasına bağlamıştır.  Bir sistemin devamlı bir düzen sağlaması veya gelişimsel bir değişim sürecine girmesi için, belirli işlevsel gereklerin karşılanması gerektiğini iddia etmiştir  Amaç doğrultusunda koşulların hazırlanması zorunluluğu adaptasyon/uyum (A) olarak adlandırılmıştır. Adaptasyon, ilgili amaca yönelik fiziksel veya toplumsal araçların çevreden sağlanmasını gerektirmektedir.Bu zorunluluğa da Parsons amaca ulaşma (G) adını vermiştir.  Üçüncü zorunluluk ise amaca ulaşma girişiminin grup içinde bireyler arasında oluşturduğu gerilim, sorun ve gerginliklerin, işleyen ilişkileri sürdürmek ve bozulanları onarmayı kapsamaktadır ve bütünleşme (I) olarak tanımlanmıştır.  Amaca ulaşıldıktan sonra ise kalıp korunması (L) zorunluluğu gelmektedir.Bu işlevsel zorunluluk belirli bir düzene veya norma göre sistem içindeki eylemin devamlılığının nasıl sağlanacağı ile ilgilid...

Parsons’a göre insan eylemleri sadece onların rasyonel olarak geliştirdikleri kişisel çıkarlarıyla açıklanamaz. Sosyal düzenliliğin açıklanması için davranışlara etki eden sosyal normlar ve değerler sistemi çok boyutlu olarak teorisinin merkezinde yer alır Buna göre bireylerin ihtiyaçları toplumsal bir bağlamda gelişip biçimlenmektedir. Bu ihtiyaçlar toplumsal düzen sayesinde, kültür adını verdiğimiz oluşum aracılığıyla karşılanmaktadır.  Ancak toplum, insanlar etkinliklerini toplumsal yaptırımlara sadece uymuş olmak için değil, aynı zamanda bu yaptırımların doğru olduklarına inandıkları ve böylece gerçekte onlara uymak istedikleri için işlemektedir.   Parsons’ın toplumu bir sistem olarak ele alan analizinde toplumsal sistem, kültürel sistem ve kişilik sistemi toplumsal eylemin içinde örgütlendiği alt sistemler olarak belirlenmiştir. Birey içinde yaşadığı toplumun değerlerini kültür sistemi içinde, normatif beklentilerle rol beklentilerini toplumsal sistem içinde öğrenmek...

Pozitivist sayıltılara yaslanarak sistem yaklaşımı çerçevesinde işlevselciliğin yeniden ele alınması ve analize yapının da dahil edilmesi ile geliştirilen yapısal işlevselci yaklaşım 1940 ve 1950’ler boyunca Amerikan sosyolojisinde ve aile çalışmalarında baskın yaklaşım olmuştur. Aile, daha çok bütünleşme ve denge kavramlarına başvurarak ele alınmıştır.

Yapısal-İşlevici veya Yapısal-Fonksiyonel kuramı amerikalı sosyolog Talcot Parsons öne sürmüştür. Parsons bu kuramı oluşturma sürecinde Durkheim başta olmak üzere Spencer,Pareto ve Weber'den etkilenmiştir.Durkheim'ın öncüsü olduğu işlevsel kuramdan bütüncülüğü,Weber'den toplumsal eylemi,Pareto'dan denge kavramını,Evrim kuramından adaptasyonu almış ve bunları sentezlemiştir.2.Dünya savaşından sonra etkili olan bu görüş günümüzde önemini yitirmiştir.